HACKED BY TAYFUN TÜRKMEN

Orijinal Hack





Orijinal Hack

Ne Kimseye Karışırım Ne'De Söz Ederim Ama Biri Bana Karışırsa Anasından Emdiği Sütü Burnundan Getiririm!..

ÖLÜNÜZÜ DİRİNİZİ HER GÜN BİRİNİZİ BİR GÜN HEPİNİZİ

İsteyene İstediği Kadar Sevgi , İsteyene İstediği Kadar Acı Veririm !

OYUNCAKLARIMI ELİMDEN ALMAYA BAŞLARSANIZ HAYATINIZLA OYNAMAYA BAŞLARIMMM 

Dikkat sira sizede gelebilir !

//-->

turkishuniacrep

Hacked By Tayfun Türkmen


//-->

tayfun-turkmen-com

Hayvanlar Alemi

Kanguru Kanguru, anavatanı Avustralya olan 3 memeli hayvannın ortak adı. İlk defa 1770 yılında kaptan James Cook tarafından bir hayvanın ismi olarak kaydedilen söz, gangurru, aborjin dilinde "bilmiyorum" anlamındadır. Daha sonra 1820 yılında başka bir kaptan Phillip K. King, aynı hayvan için farklı bir isim kullanmıştır, "mee-nuah". Onun kullandığı bu söz ise büyük ihtimalle "yenilebilir hayvan" anl!!!!! gelen "minha" dır. Lama Lama (Lama glama), devegiller (Camelidae) familyasından Güney Amerika’nın dağ ve çayırlarında toplu halde yabani olarak yaşayan Guanako’dan evcilleştirilmiş gevişgetiren bir hayvan türü. Lama genel olarak 1-2 m boyunda olup, 15 cm uzunluğunda bir kuyruğa sahiptir. Omuzları yerden 1-2 metre yüksektir. Ağırlığı 70-140 kg civarında olup, narin bir vücudu, uzun bir boynu ve uzun ince bacakları vardır. Develerden farklı olarak sırtında hörgüç bulunmaz. Başı küçüktür, uzun bir çene kısmı, uzun kulakları ve fırlamış gözleri vardır. Postu kaba ve yünlüdür. Dişilerde tüyler boyun ve ayaklarda kısadır. Ağustos ve eylül aylarında çiftleşirler. Gebelik 11 ay sürer. Yeni doğan yavru anne tarafından dört ay emzirilir. Lama 2,5-3 yaşlarında üremeye başlar. Dingo Dingo (Canis lupus dingo), köpekgiller (Canidae) familyasından Avustralya'daki tek etçil yaban hayvanı olan ve dünyanın başka hiçbir yerinde yaşayamayan yaban köpeği türü. Eskiden yalnızca keseli hayvanların yaşadığı Avustralya'ya nasıl ve ne zaman ulaştığı bilinmeyen dingonun fosil kalıntıları, günümüzden 40.000 yıl öncesinden bu yana var olduğunu ortaya koymuştur. İri bir köpek boyunda, pas kızılı ya da açık kahverengi sık, yumuşak tüylü, ayakları ve kuyruk ucu beyaz bir hayvandır. Seyrek ağaçlı ormanlarda ve ovalarda yaşar; tek başına ya da sürü halinde avlanıp, kanguru, koyun vb. küçük hayvanlarla beslenir. Dişileri yer altındaki oyuklarda ya da ağaç kovuklarında 4-8 yavru doğuran dingolar havlamaz, kesik kesik sesler çıkarıp, acı acı ulurlar. AT At Alm. Pferd (n), Fr. Cheval, İng. Horse. Familyası: Atgiller (Equidae). Yaşadığı yerler: Evcilleri olduğu gibi, Amerikan bozkırlarında “Mustang”ve Altay dağlarının her iki yanındaki açık arazilerde “Prezevalski” denen yabani atlar sürüler halinde yaşar. Özellikleri: Küçük başlı ve kısa kulaklıdır. Yelesi ve kuyruk ucu uzun kıllıdır. Midilli atları koç iriliğindedir. Ömrü: 40-60 sene. Çeşitleri: En meşhuru Arap, İngiliz ve Midilli atıdır. Tek tırnaklılar takımının, Atgiller familyasından bir memeli. Erkeğine aygır, dişisine kısrak, yavrusuna tay, yumurtaları çıkarılmış, iğdiş edilmiş olana da beygir denir. Hepsine genelde at adı verilir. Arabide binek ve yük hayvanı olan ata; dabbe, matiyye, semend, tusen-i sütur denir. Cenk atına da rahş denir. Hepsi otla beslenir. Geviş getirmezler. Memeleri kasık bölgesinde arka ayaklarına yakındır. Üçüncü parmakları geniş bir tırnakla çevrilmiş olup “ toynak” adını alır. Bunun üzerine basarak yürürler. İnsanlara hizmet eden hayvanların en kabiliyetlisi ve kıymetlisidir. İnsanların, eski harp meydanlarındaki yardımcısı, yük taşımada hizmetçisi, yarış, cirit, çit atlama ve av sporlarında neşe ve zevk ortağıdır. Silah gürültüsüne ve bando sesine rahatlıkla alışır. At, cesur ve atılgan olduğu gibi sahibine son derece itaatkardır. Sahibi dilerse dolu dizgin, dörtnala koşar, isterse aheste yürür, isterse durur. Her durumda sahibini memnun etmeye dikkat eder. Yorgunluğa bakmaksızın kendini çatlatmak pahasına da olsa olanca gayret ve kuvvetini itaat uğruna sarf eder. Bugün Amerikan bozkırlarında yaşayan Mustang adıyle anılan vahşi atlar, İspanyolların Amerika’ya götürdükleri ehli atlardan kaçanlardan yabanileşenlerdir. Az yiyecekle yetinip, her türlü iklim şartlarına dayanırlar. Tarpan adıyla anılan Avrupa yaban atının (E. caballus gmelini) 1876’dan beri nesli tükendi. Bugün eski dünyada hala neslini devam ettiren yalnız bir yaban atı vardır. Bu at Orta Asya Moğolistan’ının soğuk ve ıssız ovalarında yaşar. Asya yaban atı veya Prezevalski dendiği gibi Moğolistan yaban atı da denir. Altay dağlarının her iki yanında yaşar. Siyah kısa ve dik yeleleri ile, ağır ve iri başları, küçük kulakları, uzun kıllı kuyrukları ile evcil atlardan farklılık gösterirler. Renkleri kırmızımtrak kahverengi olup çekici bir görünüşleri vardır. Burun kısımları beyazdır. Kışın kılları uzayarak soğuktan korunurlar. Evcil atlar: Tahminen 4000 seneden beri insanlara hizmet etmektedir. Bugünkü modern atların Asya yaban atından türediği şüphelidir. Bazı zoologlar Avrupa yaban atından türediğini ileri sürmektedirler. Evcilleştirilmiş atların birçok soyları vardır. Bugün küçük Midilli atları ile Safkan Arap atlarının soy kütüğü kesin olarak bilinmemektedir. Atlar 20-30 sene yaşar, bazı kısraklar 15 yaşına kadar doğurur. On bir ay gebe kalır ve genellikle bir yavru doğururlar. Yavrunun gözleri açık olarak doğar ve birkaç dakika sonra ayağa kalkarak annesini takibe başlar. Yük çekme ve taşıma atları, kalın bacaklı, iri cüsselidir. Binek ve yarış atları ince uzun bacaklıdır. Atlar arasında hased yok ise de, birbirlerine gıpta etmek huyları vardır. Bu da yarışta, hendek ve çit atlamada kendini gösterir. Birbirlerine imrenerek daha hızlı koşup öne geçmek isterler. Saatte 60-70 km hızla koşanları vardır. Atların tüy renkleri çeşitli olup, renklerine göre çeşitli isimler alırlar. En tanınmışları: Ak, akçıl, kır, al, alakı, geyik kırı, çil yeşil, al pekmez köpüğü, doru, hurma dorusu vs.’dir. Erkek eşek ile kısrak eşleştirilirse katır elde edilir. Aygır (erkek at) ile dişi eşeğin birleşmesinden de barda denen katır çeşidi elde edilir. Her iki melez de üremezler. Katır, bardadan daha dayanıklıdır. Arap atı: Çok dayanıklı mükemmel bir binek ve yarış atıdır. Arabistan’a geçen Orta Asya ve Anadolu Türk atlarından türemiştir. İngiliz atlarından daha dayanıklı olup, 24-28 saat hiç su içmeden yol alabilir. İngiliz atı: İyi bir binek ve yarış atıdır. Özellikle yarış için yetiştirilir. Arab aygırı ile İngiliz yerli kısraklarının çiftleştirilmesinden türetilmiş bir soydur. Arab atından daha uzun bacaklıdır. Midilli atı: Küçük, sakin ve dayanıklı bir at çeşididir. Keçi veya koç iriliğindedir. Çocuklar için iyi bir binek hayvanıdır. Hafif gezinti arabalarına koşulduğu gibi maden ocaklarında da istifade edilir. Shetland, İslanda ve Norveç midillileri meşhurdur. At yetiştiriciliği: Asya, Avustralya ve Amerika’daki geniş bozkırlarda hala vahşi at sürüleri yaşamaktadır. Evcil atlar haralarda yetiştirilir. Ülkemizde ilk hara 1913’te Aziziye’de kuruldu. Türkiye’nin ilk modern harası ise 1924’te açılan Karacabey harasıdır. Atın evcilleşmesi Przewalski' atı (Equus ferus przewalskii)olarak tanınan Moğol kirtag, bu gün yaşayan tek vahşi attir. Akrep Akrep , (Scorpiones) takımını oluşturan genellikle sıcak ve nemli bölgelerde yaşayan, vücutları sert kitin bir tabaka ile örtülü, kıvrık ve kalkık kuyruğunda zehir iğnesi bulunan eklembacaklılara verilen ad. Taşların altında, duvar yarıklarında, kurumuş ağaç kabukları altında veya yer altında kazdıkları dehlizlerde rastlamak mümkündür. Karlı bölgeler hariç hemen hemen her yerde yaşarlar. Yalnız yaşamayı severler. Yassı halkalardan teşekkül eden vücut; başla kaynaşmış bir gövde, karın ve kuyruk (telson) olmak üzere üç bölümden meydana gelir. Gövdede önden arkaya doğru büyüklükleri artan, uçları çift çengelli dört çift yürüme bacağı bulunur. Gövdeye bağlı karın kısmı ise 7 geniş halkadan meydana gelmiş, alt yüzeyinde birinci halkada kapaklı bir adet cinsiyet açıklığı, ikinci halkada dokunum ve iz bulma görevi yapan bir çift tarak organı, 3, 4, 5 ve 6. halkalarda "kitap trakeleri" adını alan solunum organına ait birer çift olmak üzere toplam dört çift solunum deliği (stigma) vardır. Karın kısmından sonra 6 adet dar ve yuvarlaksı halkalardan meydana gelen ve bir yay gibi sırta doğru bükülebilen akrebin kuyruğu, eğrilmiş bir zehir iğnesi veya mızrağını taşıyan şişkin halka ile biter. Akrep, yürüdüğünde kuyruğunu kaldırır. Düz ve kaygan yüzeylere tırmanamaz. Halk arasında vücudunun son bölümü her ne kadar akrebin kuyruğu olarak biliniyorsa da, gerçekte karın kısmının daralan uzantısıdır. Çünkü içinden bağırsak geçmekte olan telsonun sondan bir önceki halkasında dışkılık son bulmaktadır. Sınıflandırma Infra takım: Orthosterni Pocock, 1911 Takım: Pseudochactida Soleglad et Fet, 2003 Üst familya: Pseudochactoidea Gromov, 1998 Familya Pseudochactidae Gromov, 1998 Takım: Buthida Soleglad et Fet, 2003 Üst familya: Buthoidea C. L. Koch, 1837 Familya: Buthidae C. L. Koch, 1837 (thick-tailed scorpions) Familya: Microcharmidae Lourenço, 1996 Takım: Chaerilida Soleglad et Fet, 2003 Üst familya: Chaeriloidea Pocock, 1893 Familya Chaerilidae Pocock, 1893 Takım: Iurida Soleglad et Fet, 2003 Üst familya: Chactoidea Pocock, 1893 Familya: Chactidae Pocock, 1893 Alt familya: Chactinae Pocock, 1893 Oymak: Chactini Pocock, 1893 Oymak: Nullibrotheini Soleglad et Fet, 2003 Alt familya: Brotheinae Simon, 1879 Oymak: Belisariini Lourenço, 1998 Oymak: Brotheini Simon, 1879 Alt oymak: Brotheina Simon, 1879 Alt oymak: Neochactina Soleglad et Fet, 2003 Alt familya: Uroctoninae Familya: Euscorpiidae Laurie, 1896 Alt familya: Euscorpiinae Laurie, 1896 Alt familya: Megacorminae Kraepelin, 1905 Oymak: Chactopsini Soleglad et Sissom, 2001 Oymak: Megacormini Kraepelin, 1905 Alt familya: Scorpiopinae Kraepelin, 1905 Oymak: Scorpiopini Kraepelin, 1905 Oymak: Troglocormini Soleglad et Sissom, 2001 Familya: Superstitioniidae Stahnke, 1940 Alt familya: Superstitioniinae Stahnke, 1940 Alt familya: Typlochactinae Mitchell, 1971 Familya: Vaejovidae Thorell, 1876 Üst familya: Iuroidea Thorell, 1876 Familya: Iuridae Thorell, 1876 Familya: Caraboctonidae Kraepelin, 1905 Alt familya: Caraboctoninae Kraepelin, 1905 Alt familya: Hadrurinae Stahnke, 1974 Üst familya: Scorpionoidea Latreille, 1802 Familya: Bothriuridae Simon, 1880 Alt familya: Bothriurinae Simon, 1880 Alt familya: Lisposominae Lawrence, 1928 Familya: Scorpionidae Latreille, 1802 Alt familya: Diplocentrinae Karsch, 1880 Oymak: Diplocentrini Karsch, 1880 Oymak: Nebini Kraepelin, 1905 Alt familya: Scorpioninae Latreille, 1802 Alt familya: Urodacinae Pocock, 1893 Familya: Hemiscorpiidae Pocock, 1893 (= Ischnuridae, =Liochelidae) Alt familya: Hemiscorpiinae Pocock, 1893 Alt familya: Heteroscorpioninae Kraepelin, 1905 Alt familya: Hormurinae Laurie, 1896 Ağaçkakan Ağaçkakan, Picinae (ağaçkakanlar) alt familyasını oluşturan ağaçların kabuklarını gagalayarak altlarında gizlenmiş tırtıl ve böceklerle beslenen, sivri gagalı hoş renkli kuş türlerinin ortak adı. Özellikleri Ayakları dörder parmaklıdır. İkisi öne ikisi arkaya yönelmiştir. Keskin ve çengelli tırnaklarıyla ağaç gövdelerine sımsıkı tutunur. Dik ve sivri tüylerden meydana gelen, kıvrılmayan güçlü kuyruğunu da destek olarak kullanır. Kısa sıçramalarla ve hızla ağaç gövdelerine tırmanırlar. Renkleri çeşitli olup, boyları cinslerine göre 9 ile 50 cm arasında değişir. Çok ürkek olduklarından tenha orman, park ve bahçeleri tercih ederler. Çoğunlukla ağaçlarda gagaları ile oydukları yuvalarda barınırlar. Yaşam şekli Ağaçkakanların boyun kasları çok gelişmiştir. Beyinleri, güçlü kafatası kemikleriyle örtüldüğünden, gagalarıyla yaptıkları darbe sarsıntılarından korunurlar. Uzun, sert ve kuvvetli gagalarını bir keski (iskarpela) gibi kullanarak, ağaç kabuklarını didiklerler. Kabukların altında yaşayan tırtıl ve böcekleri bulup yerler. Ağaçkakanların dili uzun ve solucana benzer olup, hızla, gaga ucundan daha uzağa uzanabilir. Dilin dibi, ileri gidip gelebilen kıkırdaklı bir kısma bağlıdır. Bunun sayesinde dil rahatça ileri uzanıp çekilebilir. Ucu yapışkan ve kancalı olan dili ile, tırtıl ve böcekleri zıpkınlayarak kabuk altındaki galerilerinden çekip alırlar. Bazı çeşitlerinin dil ucunda ince, sert, dikencikler de vardır. Ağaçkakan, gagasıyla ağaç gövdesine belli aralıklarla vurur. Yansıyan sesleri değerlendirerek kabuğun hangi noktasında tırtıl bulunduğunu keşfeder. Böylece boşuna delme zahmetinde bulunmaz. Ağaçkakanların kabuk altlarındaki böcekleri görmeden yerlerini kesin olarak tespit edebilmeleri merak konusudur. Üreme Eşleşme devrelerinde kuru ağaç dallarını gagalayarak çıkardıkları tik-taklarla karşı cinslerini çağırırlar. Dişileri, 2-3 adet beyaz yumurta yumurtlarlar. Eşler, 16-18 gün kadar sırayla kuluçkaya yatar. Yavruların bakımıyla daha çok erkek ağaçkakan ilgilenir. Beslenme Ağaçlara zarar veren tırtıl, böcek ve kurtçukları yedikleri için çok faydalı olan bu hayvanlar, ilkbaharda yeşeren ağaçların kabuklarını odun kısımlarına kadar çember şeklinde didiklerler. Bu da ağaçların kurumasına sebep olduğundan, bahçıvanlar tarafından kovalanırlar. Bu kuşların bir de ceviz, badem gibi sert kabuklu ve iri taneli meyveleri ağaçların, kabuk çatlaklarına sıkıştırıp sonra da içlerini yemek gibi adetleri de vardır. Dağılımı Kutuplar, Avustralya, Madagaskar ve Okyanusta'ki birkaç ada hariç, dünyanın her yerinde yaşar. Sınıflandırma Oymak : Dendropicini Dendrocopos Dendropicos Dryocopus Melanerpes Picoides Sphyrapicus Veniliornis Xiphidiopicus Oymak : Malarpicini Campethera Celeus Colaptes Dinopium Geocolaptes Hemicircus Meiglyptes Mulleripicus Piculus Picus Oymak : Megapicini Blythipicus Campephilus Chrysocolaptes Gecinulus Reinwardtipicus Sapheopipo Bıldırcın (Coturnix coturnix), Phasianidae familyasından 18-20 cm boyunda, küçük başlı, narin ve sert gagalı kuş türü. Başı koyu kahverengi ve gözlerinin çevresi beyaz halkalıdır. Otlar, tahıl tarlaları ve bodur ağaçlıklı alanlarda gezinerek tohum, kurtçuk ve böceklerle beslenir. Yuvasını çalılıklar altında eştiği bir çukurda yapar. Sarı kahverengi benekli 7-15 yumurta yumurtlar. Yılda 2-3 defa kuluçkaya yattığı olur. Üç haftada yumurtadan çıkan yavrular, hemen analarının peşlerine takılarak kurtçuk ve böcek yemeye başlarlar. Bıldırcınlar Eylül-Ekim aylarında Afrika’ya göç ederek kışı geçirir. Mayıs, Haziran'da tekrar Avrupa’ya dönerler. Gece alçaktan uçarak göç ettiklerinden ağ kurularak rahatlıkla yakalanırlar. Eti çok lezzetlidir. Buldok, İngiliz asıllı bir köpek ırkıdır. Başlangıçta boğalarla oynanan bir oyunda kullanılmak için yetiştirilen buldog (adı İngilizce boğa köpeği anl!!!!! gelir), bu oyun sırasında, her yandan saldırarak boğayı burnundan yakalıyordu: İri kafası, kalın ve son derece dayanıklı gövdesiyle bu tür bir spora çok elverişliydi. 1835'te bu spor yasaklanınca, buldoğun işlevinin sona erdiği düşünüldüyse de, buldog yetiştiricileri ırkı korumaya karar verdiler ve bu çok kavgacı, çok savaşçı köpeği sakin, sessiz bir ev köpeğine dönüştürdüler. Buldogun, bedeninin geri kalan bölümüne oranla çok iri olan kafası, doğumlarının sezaryenle yapılmasını gerektirir. Yassı yüzü nedeniyle solunum bozukluklarına karşı oldukça duyarlıdır ve sıcaktan çok etkilenir. Ayrıca kulaklarından da sıkça rahatsızlanır. Erişkin bir buldoğun ağırlığı 22 kg'ı, omuzdan yere yüksekliği 33-38 cm'yi bulur. Boz ayı (Ursus arctos), ayıgiller (Ursidae) familyasından Türkiye, Balkanlar, Sibirya, Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika’da yaşayan ayı türü. Batı Avrupa’da çok avlanıldığından şimdi ancak Pirene Dağlarında ve İskandinav ülkelerinde rastlanır. Kuzey Amerika ormanlarında yaşayan boz ayının alt türü olan ve korkunç ayı olarak da bilinen Grizzly ayısı (U. arctos horribilis), 2,5 metre uzunlukta ve 450 kg ağırlıktadır. Tırnakları ise 10 cm uzunlukta olduğundan ağaçlara tırmanamaz. Fakat iyi yüzücüdür. Alaska’da yaşayan Kodiak boz ayısı dünyanın en iri etçil hayvanıdır. 270 cm uzunlukta ve 800 kg ağırlıktadır. Arka ayakları üzerine kalktığı zaman 360 santimetrelik korkunç görünüşlü bir dev olur. Türkiye’de yaşayan ve sokaklarda ayıcıların oynattıkları ayılar boz ayı türüdür. Alt türler Ursus arctos arctos Ursus arctos beringianus Ursus arctos californicus Ursus arctos crowtheri Ursus arctos gobiensis Ursus arctos horribilis Ursus arctos isabellinus Ursus arctos marsicanus Ursus arctos middendorffi Ursus arctos nelsoni Ursus arctos pruinosus Ursus arctos syriacus Ursus arctos yesoensis Bayağı doğan (Falco peregrinus), Gök doğan olarak da bilinir, doğangiller (Falconidae) familyasından 42-52 cm uzunlukta, sırtı külrengi ve enine çizgili bir doğan türü. Tıknaz vücutlu, güçlü, kıvrık kısa gagalı, yırtıcı pençelidir. Sırtı kül renginde ve enine kahverengi çizgilidir. Karın kısmı beyazdır. Uzun, sivri kanatlı olup, saatte 200 kilometreye yakın bir hızla uçar. Avına 300 km hızla pike yapar. Dişileri erkeklerinden daha iridir. Kuş, fare ve tavşan avlar. Küçük memeli kemiricilerin aşırı çoğalmasına mani olur. Yüksek bir ağaç veya kayanın üzerine konarak avını bekler. Yahut yükseklere çıkarak belli bir alan üzerinde büyük daireler çizerek süzülür. Gözleri pek keskindir. Tarlada dolaşan küçük fareyi görebilir ve hızla pike yaparak yakalar. Güvercin ve kümes hayvanlarına da saldırır. Göçmen ve yerli olanları vardır. Kıvrık üst gagası bir nevi dişlidir. Tarlalar çevresinde, suya yakın yüksek ağaç veya dağ tepelerinde tüner. Dişileri, erkeklerinden daha iricedir. Dişi zirvedeki kovuklara kırmızımtrak 3-7 yumurta yumurtlar. Kuluçkaya erkek de yardım eder. 21 gün zarfında yavrular çıkar. Bayağı doğan, avcılar tarafından evcilleştirilerek av kuşu olarak kullanılır. Balıkçı kedi veya Balık kedisi (Prionailurus viverrinus), kedigiller (Felidae) familyasından Güney Asya'da yaşayan bir yaban kedisi. Yakın akrabası olan bengal kedisine çok benzese de ondan belirgin bir şekilde daha büyüktür. Özellikleri Gövde uzunluğu 80 cm olup buna ilaveten 30 cm uzunluğunda kuyruğu vardır. Kürkü yeşilimsi gri renktedir ve siyah beneklerle kaplıdır. Ayrıca başında da siyah şeritler vardır. Balıkçı kedi, pençe tırnaklarını tam olarak içeri çekemeyen az sayıdaki kedi cinslerinden biridir. Pençeleri, perdeli donanıma sahiptir. Yaşam alanı Balıkçı kedi Güneydoğu Asya'nın tropik ve subtropik bölgelerine yayılmıştır. Hindistan'ın doğu ve güneyinde, karasal Güneydoğu Asya'da, Sri Lanka, Sumatran ve Java'daki 1 milyon kilometrekareden fazla olan dağılım alanlarının tamamında rastlanabilir. Genelde ormanlarda bulunurlar ve sürekli olarak sulak alanlarda görülürler. Bataklıkları, gölleri ve yavaş akan nehirleri tercih ederler; kuvvetli akışı olan nehir ve dereleri tercih etmezler. Yaşam tarzı Çoğu kedinin aksine balıkçı kedi iyi yüzücüdür. Avlanırken kıyıda dikilip isabetli pençe darbeleriyle balıkları sudan çıkarmakla kalmaz, ayrıca sıklıkla sığ sularda bata çıka yürüyerek yengeç ve diğer su hayvanlarını ararlar. Yüzerek ve dalarak balıkları avlarken, kurbağa, yengeç ve su salyangozlarını da yerler. Zaman zaman karada da avlanarak, fareleri, kuşları, böcekleri yakalarlar. İstisnai olarak kuzu büyüklüğündeki memeli büyük hayvanlar da avları arasındadır. Aslan Aslan (Panthera leo), kedigiller (Felidae) familyasından etçil memeli bir hayvan türü. Afrika, Arabistan, İran ve Hindistan bölgelerinde yaşar. 2 m uzunlukta, 1 m yüksekliktedir; erkeği 250 kg, dişisi ise 150 kg ağırlığındadır. Ömrü 25-30 senedir. Aslanlarının dağılım haritası Geniş alınlı, güçlü çeneli, uzayıp çekilebilen tırnaklı, sarımtrak kısa ve yatık tüylüdür. Kuyruğunun ucu püsküllüdür. Erkek aslanın başının etrafı uzun ve güzel bir yele ile süslüdür. Omuzlarının üzerine kadar dağılan bu perçem, kızdığı zaman kabarır. Aslanın dili büyük ve diken gibi sert kıllarla örtülü olduğundan, yalarken avının derisini ve iri kemiklerin etini sıyırır. Bu dehşetli hayvan, pençesi ile avladığı canlı hayvanlarla geçinir. Kendi avından karnını doyurunca geriye kalanı terk edip, bir daha o leşi yemez. Çiftleşme mevsimleri değişiktir. Dişi aslan çiftleşmeden 108 gün sonra 3-4 (bazan altı) yavru doğurur. Yavrular gözleri açık doğarlar. Yavrularını üç ay emzirir. Önceleri baş ve ayakları benekli sırt ve kuyrukları enine çizgilidir. Zamanla bu lekeler kaybolur. Anne ve babaları tarafından üç yaşına kadar korunarak yetiştirilirler. Üç yaşını dolduran erkek yavruların yeleleri çıkmaya başlar, yedi yaşında olgunlaşırlar. Erkek aslanlar yeni bir dişi ile beraber olunca,eğer dişinin o erkek aslandan baska yavrusu varsa,yeni beraber olduğu erkek aslan o yavruları öldürür,nedeni ise yavrunun sorumluluğunu almak istememesi,ayrıca erkek aslanlar yalnız ve aç olmadıkları sürece asla avlanmazlar,avı dişi aslanlar gerçekleştiri buna rağmen avı önce erkek aslanlar yer. Ayrıca bir günde 52 birleşme yaşarlar. Ay balığı Ay balığı ya da Pervane balığı (Mola mola. Latince mola değirmen taşı demek) Molidae familyasına ait balık türü. Lezzetsiz ve kötü kokan etinden dolayı ticari değeri yoktur. En büyükleri ağzından kuyruğuna kadar 3 metre, sırt yüzgecinden anal yüzgecine kadar 4 metre ve 2 ton ağırlığa kadar varabilirler. 100 yaşına kadar varabildikleri tahmin edilir. 2 ton ağırlıkları dikkate alınarak, toplam 27,000 balık türünü kapsayan kemikli balıklar sınıfının en büyük balığı denilebilir (çünkü boyları 7-8 metreye kadar varan mersin balıklarının ağırlıkları en fazla 1,5 ton olur). Kaba yapılı vücudunun sanki yarısı eksikmiş gibi görünmektedir. Karın yüzgeçlerinin de eksik olması bu görüntüyü dahada ilginçleştirir. Ama balığın iç organlarındada bir eksik vardır; yüzme kesesi ve pulları evrensel gelişmesinde gittikçe küçülüp yok olmuşlardır. Daha henüz yavru olan ay balıklarının iyi gelişmiş ve kullanışlı bir kuyruk yüzgeçleri vardır, ama balıklar büyüdükçe kuyruk yüzgeçleride gittikçe genişler ve sonunda dalgalı uzun bir perde oluşturur. Bu yüzgecini ilerlemek için kullanamaz. Sadece çok büyük olan sırt ve anal yüzgeçlerinin gücü ile ileriye doğru haraket eder. Ay balığı iyi bir yüzücü değildir, ve haraketleri çok kabadır. Sadece iki türden oluşan Mola cinsinin diğer türü Mola ramsayi'dir. Bu türün vücut yapısı biraz daha kibardır. Ay balığının derisi 15 cm kalınlığındadır, ve böylece dünyadaki bütün yaratıkların en kalın derisine sahibtir. Bu kalın derisinin üzerinde 50 ayrı tür parazitler ve mikroorganizmalar yaşar. Bunlar ay balığının karanlıkta parlamasına yol açabilirler. Dişileri 300 milyon yumurta döker. Bunların çoğu diğer balıklara yem olur. Yumurtadan çıkan yavrular sadece 2-3 milimetre büyüklüğündedirler, ve böylece annelerinin büyüklüğü ile orantılı bakış tarzında hayvan aleminin en küçük yavrularıdırlar. Yavru balıkların uzun bir dikenleri vardır. Ay balıkları özellikle Asya'nın, Afrika'nın ve Avustralya'nın ılık denizlerinde bulunurlar, ve 1000 metre derinliğe kadar dalabilirler. Yaz zamanında Akdeniz'de de görülebilirler. Sudan dışarıya dikilen sivri yüzgecini görenler, ay balığını köpek balığı zannedebilirler, ama ay balığı çok sakin bir hayvandır ve örneğin kendine yaklaşan dalgıçları çok sakin karşılar. Beslenmeleri deniz anaları, plankton, küçük balıklar ve diğer küçük deniz hayvanlarından oluşur. Vücutları fugu balığından ve bazı diğer Tetraodontiformes takımına ait balıklardan tanıdığımız Tetrodotoxin zehirini üretebilir. Eti yenilmediğinden, insanlar için hiçbir değeri olmasa bile ay balıklarının sayıları azalmaya devam etmektedir. Sebep, denizlerin gitgide kirlenmesidir. Ahtapot Ahtapot, (Octopus vulgaris) kabuksuz bir kafadan bacaklıdır. Kayalar üstünde kollarıyla sürünerek ve suyu hunisinden püskürterek hareket eder. Dev ahtapot çeşitleri korkunç bir şöhrete sebeb olmuştur. Küçük türleri kayalık ve yarıklar arasında gizlenerek avlanır. İnsan ve büyük hayvanlardan saklanırlar. Çekmenli kollarıyla yengeçleri yakalar, kabuklarını boynuzsu bir çift çeneleriyle ve dişli dilleriyle parçalarlar. Vücutları kese şeklinde yuvarlağımsı olup, manto üzerinde yüzgeçler yoktur. Boyları 100 cm ye kadar çıkabilir. Bir çift küçük çubuk halinde kabuk kalıntısı bulunur. Ağız çevresinde, üzerinde 2 sıra vantuz bulunan 8 adet, benzer yapıda güçlü bacak ve kolları bulunur. Erkeklerde bu kollardan birisi seksüel organ vazifesi görecek şekilde değişikliğe uğramış olup hektokotil olarak adlandırılırlar. Ahtapotun yumurtaları Ahtapotun yumurtasının her biri bir kapsülle muhafaza edilir. Yumurtalar salkım şeklinde bir küme meydana getirir. Her kapsülün bir ucu taşa veya başka bir zemine bağlanır. Dişi ahtapot yumurtaların üzerine kuluçkaya yatar. Açlıktan ölme pahasına yumurtalarını terk etmez. Yumurtadan doğrudan doğruya ergine benzer yavrular çıkar. Bu yavrular sinir sisteminin kontrolü altında kasılarak veya gevşeyerek seri bir şekilde renklerini değiştirerek bulundukları ortama adapte olurlar. Alaca baykuş Alaca baykuş (Strix aluco); boyu 37-39 cm, kanat açıklığı 94-104 cm. olan Baykuşgiller familyasına ait bir kuş türüdür. Yaşam yerleri ormanlar, büyük parklardır. Geceleri hareketlidir, gündüzleri ağaçlarda dinlenerek geçirir. Ötüşü çok belirgindir. Genellikle geceleri bazen gündüzleri duyulur. "Huuu-hu-hu-huuu" diye öter. Ağaç kurbağası Ağaç kurbağası (Hylidae) (ağaç kurbağaları) familyasını oluşturan kurbağa türlerine verilen ad. Genellikle küçük, ince yapılı ve uzun bacaklıdırlar. Ön ve arka parmaklarının ucunda, tırmanmaya yarayan emici diskler bulunur. Bazı türler iyi tırmanamadığından su içinde ya da karada yaşar. Çoğu türde dişi kurbağa yumurtalarını suya bırakır. Kuzey Amerika'nın ılıman iklim bölgelerinde geniş yayılış gösterirler. Ayrıca Papua Yeni Gine ve Avusturalya'da da yaygındırlar. Sınıflandırma Ağaç kurbağaları 4 alt familya ve 37-39 cinse ayrılır. Alt familya: Pelodryadinae Cins Cyclorana Cins Litoria Cins Nyctimystes Alt familya: Phyllomedusinae (Yaprak kurbağaları) Cins Agalychnis Cins Hylomantis Cins Pachymedusa Cins Phasmahyla Cins Phrynomedusa Cins Phyllomedusa Alt familya: Hemiphractinae Cins Cryptobatrachus Cins Flectonotus Cins Gastrotheca Cins Hemiphractus Cins Stefania Alt familya: Hylinae Cins Acris Cins Anotheca Cins Aparasphenodon Cins Aplastodiscus Cins Argenteohyla Cins Corythomantis Cins Duellmanohyla Cins Hyla Cins Lysapsus Cins Nyctimantis Cins Osteocephalus Cins Osteopilus Cins Phrynohyas Cins Phyllodytes Cins Plectrohyla Cins Pseudacris Cins Pseudis Cins Pternohyla Cins Ptychohyla Cins Scarthyla Cins Scinax Cins Smilisca Cins Sphaenorhynchus Cins Tepuihyla Cins Trachycephalus Cins Triprion Cins Xenohyla Afrika yaban köpeği Afrika yaban köpeği (Lycaon pictus), köpekgiller (Canidae) familyasından Afrika'da yaşayan vahşi bir köpek türü. Büyük Sahra'nın güney ve doğu kesimlerinde yaşar. İri ve yuvarlak kulaklı, postu siyah, sarı ve beyaz benekli alacalı, son derece yırtıcı bir hayvandır. Yiyebileceğinden çok daha fazlasını öldürür. Bilimsel ismi Lycaon pictus "alacalı kurt" anl!!!!! gelir ve bu adı postunun çok alacalı olmasından alır. Temel rengi siyah olmasına rağmen, bütün vücudu kahverengi, sarı, beyaz ve kırmızımsı lekelerle kaplıdır. Post rengi her bireyde farklı dağılım gösterir. Böylelikle hiçbir köpek eşit olarak görünmez. Kürkü kısa, yer yer dökülmüş olduğundan, bazı yerlerinde çıplak et görünebilir. Kafası dahil uzunluğu 90 cm'dir. Buna ek olarak 35 cm kuyruk gelir. Yerden omuz yüksekliği 70 cm'dir. Ağırlığı ise yaklaşık 25 Kg tutar. Bu ebatları ile çakal ile kurt arasında bir yer edinir. Ada tavşanı Evcilleştirilmiş tavşanların atası olan ada tavşanları, Türkiye’de ve dünyada en sık görülen tavşan türüdür. Boy 35-45 cm., ağırlığı 1-2.5 kg. arasındadır. Yabani tavşana göre daha küçük olan kulaklarının ucunda benekler vardır. Arka ayaklar daha büyük ve güçlüdür. İlk olarak Güney Fransa, İber Yarımadası ve bir olasılıkla Kuzeybatı Afrika’da yaygın olan bu tür, besin kaynağı ve eğlenmek için avlanmak amacıyla diğer bölgelere insanlar tarafından yerleştirilmiştir. Üç metre derinlikte, 45m. uzunlukta, 15 cm. çapında oyuklar kazarlar. Bu dehlizlerde, yuva olarak kullandıkları bölgeler, 30-60 cm. yükseklikte ve otla döşelidirdir. Ana girişin ağzında toprak yığılıdır. Akşam ve sabah karanlığında aktiftirler. Koloni halinde yaşarlar. Koloni içinde dominant hiyerarşi vardır. Kısmen göç ederler. 9 yıl kadar yaşarlar. Ot ve diğer bitkilerle beslenir. Bunları bulamadıklarında ise kabuk ve filizleri kemirirler. Tarlalardaki ürünleri de yerler. Sıcak mevsimlerde çoğalılar. Gebelik 28-33 gündür. Yavrular, 1 aylıkken sütten kesilirler ve anneden ayrılıp koloniye katılırlar. Bundan sonra anne, yeniden bir yuva kazar ve yeni yavrularını burada büyütür. Ada tavşanları postları ve etleri için avlanırlar. Türkiye’de avı serbesttir. Kırmızı listede soyları tehlikede olmayan hayvanların yer aldığı nt statüsündedir. Evcil türleri denek olarak kullanılır. Malaya ayısı Malaya ayısı (Helarctos malayanus), esasen güneydoğu Asya'nın (Sumatra ve Borneo gibi) tropikal yağmur ormanlarında yaşayan bir ayı türüdür; var olan ayıların en küçüğüdür ve çok iyi tırmanıcıdır. Malaya ayısı için "güneş ayısı" ya da "tropikal ayı" adları da kullanılır. Göğsünde nal veya gerdanlık biçiminde sarımsı-turuncu bir leke bulunur. Bilimsel adlandırma Malaya ayısı için Wikipedia'da açılmış olan Sun Bear maddesinde yer alan bilimsel sınıflandırma tablosunda, cins için "Ursus (Helarctos)" ve tür için de "Ursus (Helarctos) malayanus" adlarına yer verilmektedir. Ancak: Wikispecies'deki "Ursus" maddesinde "Ursus malayanus" bulunmamaktadır ; Malaya ayısı, "Helarctos malayanus" olarak, "Helarctos" cinsi maddesinde görülmektedir. Bütünleştirilmiş Taksonomik Bilgi Sistemi'nin (Integrated Taxonomic Information System, ITIS) internet sitesinde de benzer bir durum söz konusudur: Helarctos, içinde tek bir tür olarak Helarctos malayanus`u (güneş ayısı) içeren bir cinstir. Ursus cinsinde yer alan türler içinde, "Ursus malayanus" olarak adlandırılmış bir tür yoktur. IUCN Helarctos malayanus olarak geçmektedir. Maymun kedi Maymun kedi (Leopardus wiedii) Margay olarak da adlandırılır, kedigiller familyasından Amerika Kıtası'nda yaşayan yırtıcı bir hayvan türü. Özellikler Maymun kedisi, dış görünüş olarak oseloya benzer. Ancak biraz daha küçük olup, ismini aldığı maymun gibi uzun kuyrukludur. Kürkü sarımsı-kahverengi olup, şerit halinde tertip edilmiş halka şeklinde koyu lekelere sahiptir. Kafası kısa ve yuvarlaktır. Herbir kulağının arkasında ise birçok diğer kedi türünde olduğu gibi beyaz bir leke taşır. Bu hayvanlar 46 dan 79 santimetre gövde uzunluğuna ulaşabilirler. Kuyruk 33 ile 51 cm arasında olurken, ağırlığı 2,6 ile 4 kg arasında değişir. Dağılım ve yaşam alanı Maymun kedisi, Orta- ve Güney Amerika'da, Andlar'ın doğusunda dağılmıştır. Dağılım bölgesi, Kuzey Meksika'dan Uruguay ve Arjantin'e kadar uzanır. Yaşam alanı ormanlar, temelinde tropik ve yarı tropik yağmur ormanlarıdır. Yaşam tarzı Maymun kedi mükemmel bir tırmanıcıdır ve bu yüzden ağaç oselosu adı da verilir. Neredeyse hayatının tamamını ağaç üstünde geçirir. Arka bacaklarını içeri doğru çok açık çevirebilir. Böylece arka bacaklarından denge bularak aşağıya asılması mümkündür. Başı yukarıda bir ağaçtan aşağı inebilen tek kedi türüdür. Hem güzndüz hem de gece faal olabilir ve yılın çoğu zamanı yalnız yaşar. Sadece çiftleşme zamanı bazen kısa süreli beraberlik kurar.15 ile 43 kilometrekare büyüklüğünde kendilerine ait olan bir alanları vardır. Beslenme Bütün kediler gibi maymun kedileri ağırlıklı etoburdur. Memelilerle (kemirgenler, primatlar gibi) beslenirken, kuşlar, onların yumurtaları, kertenkeleler ve ağaç kurbağaları da besinleri arasındadır. Üreme Üremeleri hakkında bilgiler kısıtlıdır. Bugüne kadarki bütün gözlemler, esaret altındaki hayvanlar üzerinde yürütülmüştür. Belli bir çiftleşme zamanları yoktur. Gebelik 76 ile 84 gün sürer ve bir batında dişi, bir ile iki yavru dünyaya getirir. Yeni doğanlar kör olup, gözleri iki hafta sonra açılır. Sekiz haftadan sonra katı besinler alırlar. Tehdit Maymun kedileri önceden kürkleri yüzünden, yıllık binlerce sayıda avlanmışlardır. Tür, dağılım alanının bulunduğu ülkelerde koruma altına alındığından beri bu durum önemli ölçüde gerilemiştir. Maymun kedisi Uluslararası CITES sözleşmesinde Ek.I listesine dahil edilmiştir. Bu, türün özel kişilerce ticaretini ve maymun kedisi kullanılarak üretilmiş her türlü mamülün ticaretini yasaklar. Bugün en büyük tehtit, yaşam ortamları olan ormanların yok edilmesi ve bu durumun hayvanları, yaşam alanlarında giderek sıkıştırmasıdır. Bu husus, tür olarak ormanlarda uzmanlaşmış meymun kedisini, akrabası olduğu oselodan daha güçlü bir şekilde etkilemektedir. Ürkek ve ender bulunan bu kedi ise dağılım alanlarının büyüklüğü sebebiyle henüz direk olarak tehdit altında değildir. IUCN, tüm popülasyon olarak 50.000'den fazla yetişkin maymun kedisi olduğunu tahmin etmektedir.[1 Share
Bugün 30 ziyaretçi (36 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol